Cengizhan Hakan O. Doğruyol[1]

7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 12.03.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Bu Kanun’da başvuru ve ilk taksit için hükme bağlanmış olan sürelerin, ilginç bir süreç sonrasında ikinci taksiti de içerecek şekilde karmaşık bir hale geldiğini, mükellef lehine de olsa yetkisiz şekilde uzatıldığını düşünüyoruz. Bu süreçte 158 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu (VUK) Sirküleri ile yapılmış olan düzenlemelerin, kanuni bir yetkiye dayanmadığına dair görüşümüz, yazımızın konusunu oluşturmaktadır. 

Aşağıda sırasıyla;

incelenecek ve sonuncusunun yetkisiz olduğuna dair hukuki deliller sunulacaktır.

1) 7440 Sayılı Kanun’da Başvuru ve İlk Taksit Süreleri

Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;

şartı getirilmiştir. Anılan Kanun’un ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler ise saklı tutulmuştur.[2]

2) 7300 sayılı CK ile Başvuru ve İlk Taksit Süresinde Yapılan Uzatma

Cumhurbaşkanı, bu Kanun’da öngörülen;

bir aya kadar uzatmaya

yetkili kılınmıştır.[3]

Doğrudan 7440 sayılı Kanun’da yer alan bu açık yetki 25/05/2023 tarihli ve 7300 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla (CK) kullanılmıştır.

Anılan Kanun’un 7300 sayılı CK’da sayılan maddelerinde öngörülmüş olan;

uzatılmıştır. 

Bu aşamada üç ayrıntıya dikkat edilmesi gerekiyor:

İlki, 30 Haziran Kurban Bayramı’nın 3’üncü günü olduğundan, bu süre, gerçekte 3 Temmuza uzamaktadır. Dolayısıyla, 30/6/2023 tarihinin resmi tatile rastlaması nedeniyle, bu tarihi izleyen ilk iş günü olan 3/7/2023 tarihinin dikkate alınması gerekmektedir.

İkincisi, 7300 sayılı CK ile yalnızca ilk taksitin ödeme süresi uzatılmıştır. Diğer taksitlerin ödeme sürelerinde bir değişiklik olmadığından, bunların, ödeme planında gösterilen sürelerde ödenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla gelinen aşamada, 1’inci taksitle 2’nci taksit aynı döneme denk gelmiş/örtüşmüş haldedir. (Bir uzatma daha yapıldığından şu an itibariyle üç taksit aynı aya, yani Ağustos ayına denk gelmiş durumdadır.)

Üçüncüsü ise 7440 sayılı Kanun’un 6’ ncı maddesinin durumudur. 7440 sayılı Kanun’un 6’ ncı maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları kapsamında 31/5/2023 tarihi olarak belirlenmiş bulunan beyan ve ödeme süreleri 30/6/2023 (bu tarihin resmi tatile rastlaması nedeniyle bu tarihi izleyen ilk iş günü olan 3/7/2023) tarihi bitimine kadar; aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamında 31/5/2023 tarihine kadar yapılması gereken düzeltme işlemlerinin süresi de 3/7/2023 tarihi bitimine kadar uzatılmıştır.

Ancak, anılan Kanun’un 6’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını 31/5/2023 tarihine kadar fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıtlarını düzelten mükelleflerin, beyan ve ilk taksit ödeme süreleri ile takip eden taksitlerin ödeme sürelerinde herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır.

3) 158 Sıra No.lu VUK Sirküleri ile Yapılan Uzatma

158 Sıra No.lu VUK Sirküleri ile 31 Temmuz 2023 günü sonuna kadar;

– Ödenmesi gereken 2023 yılı gelir vergisinin 2’nci taksitinin ödeme süresi,

– Ödenmesi gereken 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin 2’nci taksitinin ödeme süresi,

– Ödenmesi gereken 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerinin ödeme süresi,

– Verilmesi gereken 2023/Haziran dönemine ilişkin “Form Ba” ve “Form Bs” bildirimlerinin verilme süresi,

– Oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede GİB Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken elektronik defter beratlarının yüklenme süresi,

4 Ağustos 2023 Cuma günü sonuna kadar, uzatılmıştır.

Bu uzatmalardan konumuzla doğrudan ilgili olanı, ödenmesi gereken 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitleridir. Bunların ödeme süresinin 158 Sıra No.lu VUK Sirküleri ile 4 Ağustos 2023 Cuma günü sonuna kadar uzatılması söz konusudur.

158 Sıra No.lu Sirkülerin “1. Giriş” kısmında, “31 Temmuz 2023 tarihinin gerek gelir vergisi ve motorlu taşıtlar vergisinin 2. taksitinin ve gerekse 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun peşin ve ilk 2 taksit ödemesinin son günü olması ve mükelleflerin büyük çoğunluğunun son günde ödeme yapmak istemelerine bağlı olarak Başkanlığımız sistemlerinde meydana gelen yoğunluk sebebiyle Başkanlığımıza iletilen talepler dikkate alınarak hak kayıplarının önüne geçilebilmesini temin etmek amacıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 28, 111 ve mükerrer 242 nci maddelerindeki yetkiye dayanılarak ….” denilmektedir.

Buradan anlaşılan;

1. 31 Temmuz 2023 tarihi bazı ödemelerin son günüdür.

2. Mükelleflerin büyük çoğunluğu son günde ödeme yapmak istemektedir.

3. Buna bağlı olarak Başkanlık sistemlerinde yoğunluk meydana gelmiştir.

4. Başkanlığa iletilen talepler dikkate alınarak hak kayıplarının önüne geçilebilmesini temin etmek amacıyla bu düzenleme yapılmıştır.

5. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 28, 111 ve mükerrer 242’ nci maddelerindeki yetkiye dayanıldığı iddia edilmektedir.

Aşağıda, 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerinin ödeme süresinin VUK’un 158 Sıra No.lu Sirkülerde ifade edilen maddelerine dayanarak 4 Ağustos 2023 Cuma günü sonuna kadar uzatılması yetkisine sahip olunmadığı yönündeki görüşümüzü, ilk önce genel anlamda açıklayacağız. Daha sonra her bir madde için ayrı ayrı değerlendirme yapmaya çalışacağız.

Yetki Sorununun Genel Anlamda İncelenmesi

Öncelikle, 158 Sıra No.lu Sirkülerde sayılan maddelerin tamamına dönük genel eleştirimizi kısaca ifade edelim. 7440 sayılı Kanun, 213 sayılı Kanun kapsamına giren kamu gelirlerini de düzenlemiş olmakla, teknik anlamda VUK kapsamında bir maddi vergi kanunu haline gelmez, böyle değerlendirilemez. Dolayısıyla, Vergi Usul Kanunu’ndaki yetki maddelerinden hiç biri, açık bir hükme 7440 sayılı Kanun’da yer verilmediği sürece, 7440 sayılı Kanun’la düzenlenmiş konulara uygulanamaz. Uygulanırsa, mükelleflerin lehine bile olsa, yetkisiz bir idari işlem yapılmış olur.

7440 sayılı Kanun’un 1/(2)’nci maddesinde, bu Kanun’un uygulanmasında, verginin; 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçları ifade ettiği hükme bağlandıktan hemen sonra, gümrük vergilerinin de tanımlanmış olduğunu görüyoruz. Buradan hareketle görüşümüzü destekleyen çıkarımlar yapabilir, 7440 sayılı Kanun’la 213 sayılı Kanun arasında “yetki” ve “kapsam” bakımından nasıl bir bağlantı kurulabileceğini/veya kurulamayacağını anlayabiliriz.

Bu tanım gereğince gümrük vergileri; ilgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü ifade etmektedir. VUK’a göre ise “Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu Kanuna tabi değildir. Bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 242 nci maddesi hükümleri uygulanır.” [4]

O halde, 7440 sayılı Kanun’un, düzenlediği konuların tamamının, VUK kapsamında olduğu söylenemez. 7440 sayılı Kanun’un 1/(3)’üncü maddesindeki, Bu Kanun, bazı alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümler ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ve yeni hükümler ihdasına ilişkin hükümleri kapsar.” ifadesi de bu yargımızı destekler mahiyettedir.

Bu sebeple, Vergi Usul Kanunu’nun da kapsamına giren bir konu hakkında, 7440 sayılı Kanun’la açıkça düzenlenmedikçe, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na otomatik bir yetki verildiğinden söz edilemeyeceğini tekrar ifade edelim.

Açık bir yetki varsa bu, elbette ki kullanılabilecektir. Nitekim böyle bir açık düzenlemeye, işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin 6/(4) üncü maddeyi örnek olarak gösterebiliriz. İfade etmeye çalıştığımız hususun bire bir örneği niteliğindeki söz konusu madde gereğince, Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” 158 Sıra No.lu Sirküler ile en son yapılan süre uzatma düzenlemesi ise bu örnekteki şekliyle açık bir yetkiye dayanmamaktadır.

7440 sayılı Kanun’da yer alan, Cumhurbaşkanı’na başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatma yetkisi veren düzenlemeyi de ikinci bir örnek olarak zikretmemiz mümkündür. Dolayısıyla, yukarıda ayrıca incelediğimiz 7300 sayılı CKaçık bir yetkiye dayanmaktadır ve bu yönüyle hukuka uygun bir düzenleme niteliğindedir.

Verebileceğimiz örnekleri çoğaltabiliriz. Hatta, başka kanunlardan alınan yetkileri hatırlatmak, görüşümüzün anlaşılmasına katkı sunacaktır. Örneğin 7183 sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun’un 6’ ncı maddesinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, turizm payının beyan ve ödeme sürelerini kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirleme yetkisi verilmiştir. Bu yetki, 148 Sıra No.lu VUK Sirkülerinde kullanılmıştır.

Çevre Kanunu’nda yer alan diğer bir yetki 154 Sıra No.lu VUK Sirküleri ile kullanılmak suretiyle, geri kazanım katılım payı beyannamelerinin verilme süresi ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden payların ödeme süresi uzatılmıştır.

Yetki Sorununun VUK Maddeleri Bakımından Ayrı Ayrı İncelenmesi

158 Sıra No.lu Sirkülerde dile getirilmiş olan yetki maddelerini, bu başlık altında ayrı ayrı inceleyeceğiz. Dolayısıyla yazımızın devamında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun sırasıyla mükerrer 28, 111 ve mükerrer 242’ nci maddelerinde idareye tanınmış olan yetkilerin içeriğini analiz edeceğiz. 

İlk olarak, VUK mükerrer 28’inci maddeyi ele alarak başlayalım. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, bu maddeden beyannamelerin verilme ve ödeme süreleri bağlamında yetki almaktadır. Buradaki beyannameden ilk önce vergi beyannamelerinin daha sonra VUK 1’inci madde ile şümulü belirlenen diğer kamu gelirlerine ilişkin beyannamelerin anlaşılması gerekir.

7440 sayılı Kanun’da ise başvuru ve ödemeden bahsedilmektedir. Dolayısıyla doğrudan somut bir vergi beyannamesi için verilme/beyan veya ödemeden söz edilmediği açıktır. Örneğin kurumlar vergisi borcunun yapılandırılmak istenmesi halinde, bu verginin ilgili dönemde fiilen süresinde beyan edilmiş ya da edilmemiş olmasının tartıştığımız düzlemde bir önemi kalmamaktadır. Yani, 7440 sayılı Kanun’dan yararlanmak isteyen mükellefin yaptığı başvurunun, önceden vermediği kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş sayılması gibi değerlendirilebilmesi mümkün değildir. Hatta bu mükellef aynı anda KDV ve ÖTV borcu için de başvurmuş olabilir. Son halde, KV + KDV + ÖTV borcunun tamamını yapılandırmak isteyen bu mükellef için, 7440 sayılı Kanun başvurusunun bu vergilerden herhangi biri için geçmişte verilmemiş bir beyannamenin verilmiş sayılması yahut beyan süresinin uzatılmaya tabi tutulması gibi değerlendirilemeyeceği ortadadır. Dolayısıyla mükerrer 28’inci maddenin, beyannameye bağlı bir ödeme süresine ilişkin olarak, VUK kapsamındaki kamu gelirleri için, idareye verdiği yetkinin; 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerinin ödeme süresinin uzatılmasına imkan verebilecek şekilde kullanılabilmesi bize göre mümkün değildir. Diğer deyişle, somut bir verginin beyanı ve ödemesinden bahsetmiyoruz ki VUK mükerrer 28’inci maddeyi uygulayabilelim.

Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) 2’nci Taksiti VUK Mükerrer 28’inci Maddeye Dayanarak Uzatılabilir mi?

Bu yazımızın doğrudan konusu olmamakla birlikte, yeri gelmişken, MTV’ nin 2’nci taksiti için Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 28’inci maddesine dayanılmasının mümkün olmadığına dair görüşümüzü de kısaca belirtmek istiyoruz.

“Beyanname verme ve ödeme sürelerinde yetki” başlığını taşıyan Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 28’inci maddesinde, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, “beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü”, kanunî süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye yetkili olduğundan söz edilmektedir. Oysa MTV, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yıl Ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılmakta, tahakkuk ettirilen vergi, ayrıca mükellefe tebliğ olunmamakta ve vergi tahakkuk ettirilen günde tebliğ edilmiş sayılmaktadır. MTV her yıl Ocak ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenmektedir. Buraya kadar söylediklerimizden MTV’nin, gelir vergisi gibi beyana dayalı bir vergi olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu yönüyle mükerrer 28’inci madde ile ilgisinin kurulamayacağı ileri sürülebilir.  

(I), (I/A), (II)  ve (IV) sayılı tarifelerde yazılı taşıtların, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescillerinin yapılması halinde ise 158 Sıra No.lu Sirküler bağlamında aynı verginin ikinci altı aylık dönemi için eşitsiz bir hal oluşturulduğu dahi iddia edilebilir. Bu durumda vergi, yıllık olarak tahakkuk etmekte, tahakkuk eden verginin taksit süresi geçmiş olan kısmı kayıt ve tescilin yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde ödenmektedir. İlk altı aylık dönem geçtikten sonra yapılacak kayıt ve tescil işlemlerinde, sadece ikinci altı aylık döneme ilişkin vergi tahakkuk edip ödenmektedir.[5]

158 Sıra No.lu Sirküler ile sadece 31 Temmuz 2023 günü sonuna kadar ödenmesi gereken 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin 2’inci taksitinin ödeme süresi uzatılmakta, yıl içinde ikinci altı aylık dönemde, örneğin Kasım ayında, ilk defa kayıt ve tescilleri yapılan araçlar için, Kanun’un mantığı gereği, benzer bir geç ödeme imkânından yararlanamama sonucu doğmaktadır.

158 Sıra No.lu Sirkülerde yetki alındığı ifade edilen diğer madde “ödeme zamanı” başlığını taşıyan VUK 111’inci maddedir. Ancak, aynı şekilde, bu madde içeriğindeki yetkilere dayanılarak, 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerinin ödeme süresinin, 4 Ağustos 2023 Cuma günü sonuna kadar uzatılamayacağını düşünüyoruz. Somut olarak tek tek madde içeriğindeki konumuzla ilgili fıkralara birlikte bakalım:

Maddenin üçüncü fıkrasındaki, “Bu kanunun 15, 17 ve 342 nci maddelerinin uygulanması dolayısıyla sürenin uzaması halinde vâde uzayan sürenin bittiği gündür.” hükmü, idareye, incelediğimiz hususla ilgili düzenleme yapmak için gerekli olan yetkiyi sağlamamaktadır. Bu fıkrada, dikkat edilirse, vadenin bazı hallerde ne olduğu açıklanmaktadır. Kanun’un 15 ve 17’nci maddelerinden, 158 Sıra No.lu Sirkülerde zaten hiç bahsedilmemektedir. 

Maddenin son üç fıkrasındaki hükümler aynen şu şekildedir:

“500 den fazla mükellefi olan vergi dairelerine para yatırmak bakımından mükelleflere, vadenin bitmesini takip eden tarihten başlayarak 15 gün içinde gün belli etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Maliye Bakanlığı; mücbir sebep hali ilân edilen yerlerdeki mükelleflerin, bu Kanun kapsamında olup, ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azamî bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir. Bu yetki; bölge, il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de kullanılabilir.

Bu suretle belli edilen günler verginin vadesi yerine geçer.”

Bu fıkralardaki düzenlemeler de incelediğimiz konuda, Bakanlığa yetki vermemektedir. Bahis konusu yetkiler başka başka konular hakkındadır. Ortada, 500 den fazla mükellefi olan vergi dairelerine para yatırılması veya Türkiye genelinde mücbir sebep hali ilân edilmesi gibi bir durum yoktur. Mükelleflerin büyük çoğunluğunun son günde ödeme yapmak istemelerine bağlı olarak Başkanlık sistemlerinde meydana gelen yoğunluk sebebiyle; ödeme, verilme, oluşturulma ve imzalanma ile yüklenme sürelerinin uzatılması söz konusudur. Dolayısıyla sadece 500 den fazla mükellefi olan vergi dairelerine para yatıran mükelleflere değil, son günde ödeme yapmak isteyen ama Başkanlık sistemlerinde meydana gelen yoğunluk sebebiyle bu ödemeyi yapamayan tüm mükelleflere yönelik bir kolaylık açıklanmaktadır. O halde, yapılan açıklama çok geniş bir mükellef kitlesini ilgilendirmekte, vergi dairelerinin 500 den fazla mükellefi olup olmamasıyla doğrudan bağlantısı bulunmamaktadır.

Burada ince bir noktaya vurgu yapmak istiyoruz. Türkiye’nin bir kısmında mücbir sebep ilan edilmesi, devamında ise mücbir sebep kapsamına giren yörelerden bazılarının kapsam dışında tutularak sürenin kalan yöreler için uzatılması halinin, yapılandırma kanunlarına etkisi başka bir yazının konusu olabilecek genişliktedir. Yapılandırma kanunlarının mücbir sebep dönemine denk gelen taksitlerinin ya da başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin bu yöreler için uzatılması/uzaması ile şu an incelediğimiz konu ayrı ayrı konulardır. Biz, bu yazımızda mücbir sebep ilan edilmemiş normal yörelerdeki mükelleflerin 7440 sayılı Kanun’un ilgili hükümleriyle ilişkisini inceliyoruz.

Son sırada, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242’ nci maddesindeki yetkilerin içeriğini ortaya koymak suretiyle, 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerinin ödeme süresinin uzatılmasına bu maddenin de dayanak olamayacağını gösterelim.

Anılan madde iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, elektronik cihazlarla veya kullanılacak özel cihazlardan çıkarılan pulları ekletmek suretiyle belge düzenletme yetkisi verilmektedir.

İkinci kısımda ise bazı tanımlara (elektronik defter, elektronik defter beratı, elektronik muhasebe fişi, elektronik belge, elektronik kayıt) yer verildikten sonra, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na;

Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığı;

yetkili kılınmıştır.

Bu durumda, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242’ nci maddesinde, 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerinin ödeme süresinin uzatılmasına dayanak olabilecek hiçbir yetki yer almamaktadır.

Sonuç

Yazımızda 158 Sıra No.lu VUK Sirküleri ile yapılan düzenlemelerin hepsini/tamamını yetkisizlikle nitelendirmeyip, sadece 7440 sayılı Kanun ve MTV düzenlemelerini ele aldık.

Anılan Sirkülerde yer alan konulardan, MTV dışındakileri, zaten öteden beri sirküler çıkarılmak suretiyle düzenlene gelmiştir. Hatta şu ana kadar yayımlanmış olan VUK sirkülerlerinin sayı olarak büyük çoğunluğu, süre uzatımlarından ibarettir.

Makalemizde, 7440 sayılı Kanun’un peşin ve 1’inci ile 2’nci taksitlerin ödeme süresini 4 Ağustos 2023 Cuma günü sonuna kadar uzatmaya yönelik düzenlemenin, 7440 sayılı Kanun’da veya Vergi Usul Kanunu’nda yer alan açık bir yetkiye dayandırılmasının mümkün olmadığını göstermeye çalıştık.

Bir yetkiye dayanılmadan yapılmış olan süre uzatımının mükellef lehine olması, idari işlemi yetki unsuru yönünden hukuka uygun hale getirmez. Belki gelecekte mükellef aleyhine yapılabilecek olası yetkisiz düzenlemeler için idareyi daha da cesaretlendirebilir. Bu da arzu edilir bir gelişme olmaz.

Makalenin yayımlandığı tarih itibariyle ele aldığımız konunun pratik bir öneminin kalmamış olması, makalede ileri sürdüğümüz tezin teorik değerini etkilemez/düşürmez, hatta ileride yapılacak benzer düzenlemelerde belki ilgililere faydalı olur umudundayız.

7440 Sayılı Kanun’un başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin 7300 sayılı CK ile uzatılması ise bu Kanun’daki açık yetkiye dayanılarak yapılmış hukuka uygun bir işlem niteliğindedir.


[1] Devlet Gelir Uzmanı

[2] Bu Kanun’un 9’uncu maddesinde ortak hükümlere yer verilmiştir.

[3] 7440 sayılı Kanun’un 9’ uncu maddesinin on altıncı fıkrası.

[4] 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2’nci maddesi.

[5] Bu konular MTV madde 9’da düzenlenmiştir.